Çiftlik evi yapımında yardımcı (koordinatör) arıyoruz

2014 Ağustos’tan beri Tahtacıörencik Köyü’ndeyiz. Şu anda, köyün üst kısmında köylülerimizden birine ait bir evde kalıyoruz. Bu eve geçmekteki amacımız köyde yaşamayı deneyimlemeye başlamak, bir de uzun vadede yuvamız olmasını istediğimiz çiftlik evimizi ve çiftliğimizi yapabilmekti.
        ​ ​

Projemiz için çalışmaya devam ediyoruz. Bir yandan da yaşamakla meşgul olduğumuz için 🙂 çok hızlı ilerleyemiyoruz ama son birkaç ayda epey aşama kat ettik. Bu güne kadar: 

  • 4 dönümlük bir arazi edindik
  • Matthieu ve Ece ile birlikte, ekolojik ilkelere göre evin tasarımı yaptık, inşaat ruhsatı aldık
  • Ahşapların kesimi ve ahşap işlerinin yapımı için Uruş’ta bir marangoz atölyesi ile ön anlaşma yaptık
  • Ahşap malzeme için tomrukları (sarıçam) aldık. Çatı ve diğer ahşap ihtiyacı için kavak kestik, marangozhaneye taşınmayı bekliyorlar
  • Araziye drenaj ile topladığımız yeraltı suyunu getirdik. Süvari Çayından da bir hat var (o mevkide genel kullanım için) Son olarak köy şebekesinden su hattı bağladık.
  • Geçen yıl bir su göleti/deposu kazdırmıştık, bu yıl genişlettik. Sızdırmazlığı sağlayıp doğal gölete dönüştürmeye çalışacağız.
  • Bitişikte yer alan, hazineden aldığımız arazinin üçte biri kadarında (4-5 dönüm) damlama sulama altyapısı var.
  • Arazinin çitle çevrilmesi için demir profiller ve tel örgü edindik. Çit çalışmasını henüz yapmadık.
  • 5 metre çaplı bir yurt (Moğol-Türkmen çadırı) yaptırdık (Veysi ve Türkan sağolsunlar) ve yerine koyduk
  • Projemize parasal girdi sağlayabilmek için üretimlerimizi artırdık ve çevremize destek çağrısı yaptık: https://kircocuklari.wordpress.com/

Amacımız en kısa sürede: (1) çiti tamamlamak, (2) su deposusu/göleti tamamlamak (3) gönüllü çalışmaya ve kalmaya gelecekler için altyapı (yurt-çadırlar-tuvalet-açık mutfak) hazırlamak, (4) evin yapımına başlayıp yaz sonuna kadar yapabileceğimiz kadarını yapmak.  Yakında ev yapım planımızı netleştirmeyi ve hemen ardından genel bir gönüllü çağrısı yapmayı planlıyoruz: Ev yapımının herhangi bir aşamasında bize destek olmak ve aynı zamanda deneyim kazanmak isteyecek arkadaşlar için. Ancak bunun için önce arazide çadırda kalma imkanı için altyapıları (duş, tuvalet, mutfak vs). oluştrmamız gerekiyor.

Şu anki çağrımız biraz daha özel: Çiftlik altyapısının ve evin yapımında, bizimle birlikte uzun süreli – belki 6 ay veya fazlası – çalışabilecek bir veya iki kişi arıyoruz. Arazide kalabilecek, çiftlik altyapısı ve ev yapımı süreçlerini koordine edebilecek, tercihen ev yapımında tecrübeli veya istekli bir kişi veya belki bir çift. Bu kişi veya kişiler arazimizdeki yurtta kalabilecek ve 5 küsür dönümde bizimle birlikte doğal tarım yapabilecek. Tarım altyapısı, arazi hazırlığı, sulama masrafı, tohumlar, fideler bizden. Hasadı adil bir şekilde paylaşabilir, ihtiyaç durumunda pazarlanmasına da destek olabiliriz..

Bundan başka sunabileceklerimiz:

  • 5 metre çapında, ısı ve su izolasyonu olan, yüksek tavanlı bir yurt. Tek odalı da olsa basbayağı bir ev yani 🙂
  • Laptop-tablet-telefon şarjı için güneş paneli
  • Mobil İnternet bağlantısı
  • Yemek veya yemek malzemeleri 
  • İhtiyaç durumuna göre paylaşabileceğimiz bir adet Renault 12 Toros
  • Konuşmaya açık diğer konular 🙂
İlgilenirseniz bizimle irtibat kurar mısınız?
kircocuklari@gmail.com
533 2116082 (Nihal)

Çiftlik evimizi yapmamız için bize destek olur musunuz?

Tahtacıörencik Köyü’nde, geç ve güç de olsa kara kışı atlattık derken, şimdi de bahar işlerinin hangisine yetişeceğimizi bilemez olduk. Önceliklerimiz birbirine karıştı 🙂. Sebze fideleri, bağ ve bostan hazırlıkları, toplanıp doğal ürünlere dönüşmeyi bekleyen otlar ve tabi ki günlük yaşamın koşturmacaları. Köy geneliyle ilgili çalışmalara – daha fazla köylümüzün doğal üretime geçmesine destek –  zaman ayırmakta zorlanıyoruz.

Bu mevsimde doğada yetişen bitkilerin, çeşit çeşit otların bereketini görüyoruz. Bir yandan bunları toplayıp değerlendirmeye vakit bulamadığımıza hayıflanıyor, bir yandan da burada düzenimizi kurduğumuzda neler yapabileceğimizi hayal edip umutlanıyoruz.

Şu sıralar en önemli işimiz çiftlik evimize başlamak ve en yakın zamanda bitirmek. Şu anda kaldığımız evde üretme ve dönüştürme imkanlarımız sınırlı. Kendine yeterli, doğayla barışık ve daha üretken bir yaşamı ancak bir ekolojik çiftlik içinde gerçekleştirebiliriz. Birkaç hafta içinde çiftlik evimizin inşaatına başlamak istiyoruz. Taş, ahşap, kerpiç, ve saman balyasından bir ev, çevresinde küçük bir permakültür çiftliği. Projemizle ilgili bolca bilgi için: https://ciftlikevi.wordpress.com/

Bu yola sermayemiz olmadan çıktık, şimdiye kadar yaptığımız masrafları doğal ürünlerimizden gelen gelirle karşıladık. Ürünlerimizi satın alarak – ve daha bir sürü yolla – bizi destekleyen dostlarımıza, arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.

Şimdilerde çiftlik evimizi yapabilmek için biraz parasal girdiye ihtiyacımız var. Ürünlerimizi talep ederek bizi destekler misiniz? Ürün listemizde işinize yarayacak, yaşamınızı kolaylaştıracak, sağlığınızı destekleyecek veya en azından afiyetle tüketebileceğiniz bir şeyler mutlaka vardır.

Bütün ürünlerimizi en nitelikli doğal girdilerle ve büyük bir özenle üretiyoruz veya üretim süreçlerine katılıyoruz. İhtiyaç duyduğumuz hammaddeleri ya kendimiz yetiştiriyor, ya doğadan tertemiz alanlardan topluyor ya da bizimle benzer duyarlılıkları olan, doğa tutkunu üretici dostlarımızdan ediniyoruz. Üstelik ürünlerimizi size çok uygun kargo maliyeti ile gönderebiliyoruz. Sipariş formu ve sipariş sitesi bağlantılarımız aşağıda. Ürünlerin ayrıntılı açıklamalarını da şu adreste bulabilirsiniz: https://kircocuklari.wordpress.com/dogal-urunlerimiz/.

Ürünlerimize ihtiyaç duyan ama maddi zorluk içinde olan arkadaşları desteklemeye ve her türlü takas fikrine de her zaman açığız…

> Kır Çocukları sipariş sitesi

> Kır Çocukları sipariş formu

Papatyalar ve merhemler

Ankara’ya bahar geç gelir. Geç derken tabi görece, deniz kıyılarına daha yakın yerlere göre. Otların çiçeklerin coşması Nisan sonunu, Mayıs başını bulur. Kara kıştan çıkışın müjdecileri çiğdemleri ve kardelenleri saymazsak, erken baharda açan çiçek az olur. Mart sonunda açanlar arasında çayırlarda minik sümbüller, orman tabanlarında nergis ve kokulu menekşe, ağaç ve çalı diplerinde yağlıçiçek… Bir de çimenliklerde çayır papatyası, nam-ı diğer koyüngözü. Papatya denince, birbirine az çok benzer olan ama farklı özellikler gösteren onlarca tür olduğunu da unutmayalım. Bahsettiğimiz bitki Bellis perennis. İngilizcede daisy’ (‘chamomile’ değil). ‘Day’s eye’dan gelirmiş, yani ‘gün gözü’. Çiçeklerinin taç yaprakları güneş doğarken açılıp güneş batarken kapanır, ondan. Çayırlara uzanıp da seviyor-sevmiyor falına bakmışlığınız varsa, yolduğunuz şeyler muhtemelen bir koyungözü çiçeğinin taç yapraklarıydı.

Koyungözü şimdilerde ODTÜ kampüsünde, özellikle eski lojmanlar bölgesinde coşmuş, çimenlik alanları kaplamış durumda:
.

        

.​
Üç-dört yıldır bu mevsimde dışarı çıkıp ailecek toplarız bu çiçeklerden. Papatya (koyungözü) merhemimizi bu bitkinin çiçek başlarından yapıyoruz. Bütün merhemlerimiz gibi bunu da taze bitkilerden üretiyoruz. Düşük ısıda sıkılmış ekolojik üretim zeytinyağının içinde, 60-70 derecede 30 dk bekletiyor, ertesi gün süzüp içine karakovan balmumu ve az miktarda doğal uçucu yağ ekliyoruz.
 

 
Bu merhemde önceki yıllarda adaçayı uçucu yağı kullanıyorduk. Ama gördük ki, papatya merhemimiz diğer merhemlerimize göre daha kısa ömürlü oluyor. Serin bir yerde tutulmazsa bir yıl içinde dokusu değişmeye başlıyor. Böyle olunca, yeni üretimlerimizde koruyucu özelliği daha fazla olan biberiye yağı kullanmaya karar verdik. Geçen hafta ODTÜ’den topladığımız çiçeklerle bir parti merhem yaptık. Baktık ki yetmeyecek, bugün biraz daha topladık. Zira papatya merhemi en çok talep edilenler ürünlerimiz arasında.
 
Papatya (koyungözü) merheminin uzmanlık alanları: Yumuşak doku ve bağdoku zedelenmeleri. Yani burkulmalar, ezikler, lif zedelenmeleri, eklem bağlarıyla ilgili ağrılar. Her şeyden önce etkili bir ağrı kesici. Aynı zamanda iltihap giderici ve doku yenileyici. Bu yönleriyle özellikle spor yaralanmalarında, bir de ağrılı eklem romatizmasında son derece destekleyici. Sonra, kas sertlikleri, kramplar ve her türlü yüzeysel yaralar. Koyungözü eski çağlarda savaşta yaralanan askerlerin yaralarını iyileştirmekte kullanılırmış.