Kır Çocukları ve Tahtacıörencik Köyü ile ilgili….
Köyden başlayalım. Temürcü ailesi olarak Tahtacıörencik maceramız başlayalı 4 yıl, Özgen’in gruba katılması yaklaşık 2 yıl oldu. Bu süreç içinde pek çok gelişme yaşandı ve fırsat buldukça bunları sizlerle paylaştık. Hem köyün doğal ve toplumsal değerlerin korunması hem de doğayla uyumlu bir gelişim konusunda kayda değer gelişmeler oldu. Köyün doğal ürünlerini talep eden, gezilere katılan, köyden üretici arkadaşlara maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen DBB‘li arkadaşlar bu gelişmelerde büyük pay sahibi oldular.
Son durumla ilgili birkaç şey paylaşmak istiyorum. Yaz sezonundaki organik sebze üretimi tecrübesi köyün kendi potansiyeliyle ilgili öz algısını ve çevre köylerin bakışını çok olumlu etkiledi. Şu anda Güdül belediye başkanı aday adaylarının hepsi doğal üretim ve ekolojik gelişimle ilgili programlar yapıyorlar. Tohum takas şenlikleri (Şile, Bayramiç, Çankaya) ve benzer organiizasyonlara da köyün görünürlüğü sağlandı.
Ancak pek çok alnada zorluklar yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Duran ailesi düzenli süt dağıtımına ara vermek zorunda kaldı. Necati Duran, muhtarlıkla ilgili işlerinin yoğunluğundan dolayı üretim çalışmalarına istediği kadar destek veremiyor. İbrahim ve Nursemin ellerinden geleni yapıyorlar ama bunlar henüz ailenin ekonomik çarkını döndürmeye yetmiyor. Yaz başında TADYA’ya katılan gençler, Hüseyin ve Merve Araç doğal üretim konusuna ciddi şekilde gönül verdiler. Kış sezonu için yeterince hazırlıklı değillerdi ama ellerinden geldiğince doğal ürünlerini üretip bizlere sunmaya devam ediyorlar. Yine de Hüseyin’in Çayırhan’da bir işe girmesi gerekti. Kışın soğuğunda köyde pek üretim faaliyeti de olmuyor zaten.
Önümüze bakacak olursak; doğal-organik sebze üretimi konusunda gelecek sezon köyde önemli bir artış olacak gibi. İki üreticimiz Kaymakamlık aracılığıyla 500’er metrekarelik seralara kavuşuyorlar. Buradalarda hem doğal fide üretimi hem de yeşillik ve erken-geç ürün üretilebilecek. Kış aylarında köyde doğal tarım konusunda eğitimler yapılmasına çalışacağız. En büyük zorluk, gelecek sezonda bu sebzelerin doğrudan satışı için imkanların geliştirilmesi olacak. Biz Kır Çocukları’na yine epey iş düşecek.
Bizler köydeki bu gelişmelerin neresindeyiz? Öncelikle, köylü arkadaşları doğal üretime teşvik ediyoruz. Doğal üretim yaptığını bildiğimiz kişilerin TADYA şemsiyesi altında DBB ile buluşturulmasında kolaylaştırıcılık yapıyoruz. (Köyde üretim yapıp da TADYA’ya dahil olmayan üreticilerin ise doğal ürün ölçütlerine uyup uymadığıyla ilgili bir şey söylemiyoruz.) Önemli bir konu: Bizler TADYA ürünlerinin satışında aracılık yapmıyoruz. Her üretici ürün yelpazesi, fiyatlandırması ve satış şekli konusunda özgür. Yani kolektifteki her üretici tamamen özerk yapıda. Biz Kır Çocukları, ilke olarak, yalnızca üretim sürecine fiili katkı verdiğimiz kişilerle eş-üretici veya ortak oluyoruz. Şu ana kadar da sadece Duran ailesinin et ve süt üretiminde söz konusu oldu: İnek alımından doğal yem tedarikine kadar (Oğuzhan Çiftliğinden), planlamadan sipariş toplamaya ve dağıtıma kadar ben, Özgen ve Nihal, Duran ailesiyle ortak çalıştık. İşin doğrusu şimdiye kadar bu ortaklık zararlara ortak olmak şeklinde oldu 🙂 Şimdiden sonrasında hedefimiz ortaklık yerine onların tamamen kendi işlerini sürdürebilir hale gelmesi. Hem Duran ailesine hem de diğer TADYA üreticilerine her konudaki desteğimizi sürdüreceğiz.
Köyde başka nerelerde varız? Güzelim Süvari Çayı üzerindeki HES projesine karşı hukuksal mücadelede köyün yanında yer alıyoruz. İlk dava kazanıldı ve şirket ÇED raporu hazırlamak zorunda kaldı. Kamulaştırma kararlarına karşı ikinci dava açıldı, bu kanuda bireysel davalar için de hazır bekliyoruz. Önümüzdeki aylarda ise ÇED süreciyle ilgili önemli bir davaya hazırlanıyoruz. Onu da kazanırsak projenin tamamen iptali söz konusu olacaktır. Süvari Çayı köyün ve köydeki doğanın can damarı. Bu büyük değerin korunmasını ve doğaya saygılı üretimler için kullanılmasını çok önemsiyoruz. Köy ve çevresinde kişisel olarak en fazla önem verdiğim konu bu. Bu konuyla ilgili sonrasında tekrar yazacağım.
Yine Kır Çocukları ve özelde Temürcü’ler olarak köydeki durumumuzla ilgili… Hem ekonomik yönden, hem zaman yönünden, hem fiziksel ve ruhsal haller yönünden, hem insan lişkileri yönünden pek çok zorluk yaşadığımızı söyleyebilirim. Fakat anladığım kadarıyla bu tür birlikte-dönüşüm süreçlerinde zorluklara, sıkıntılara katlanmadan hiçbir şey olmuyor. Belirsizlikler, yaşamın diğer pek çok alanıyla yeterince ilgilenememek, kimi zaman yılgınlıklar, devam edip etmemekle ilgili kararsızlıklar… Ama gördünüz gibi yoldayız, devam ediyoruz
Kışın başında ve soğuğun ortasındayız, ama hayalerimiz ve umutlarımız capcanlı. 🙂