Mart güneşi

Geçenlerde Pınar dedi ki, bir arkadaşı ona “Eskiden Kır Çocukları Blog’unda haberler, yazılar paylaşırdınız, epeydir yazmıyorsunuz” demiş. Evet, epeydir yazamadık. Bir sürü sebebi var. Birincisi genel bir kural: Ne kadar çok iş yaparsanız konuşmaya o kadar az vaktiniz olur. Ve tersi de geçerli :). Tabi sadece köydeki çalışmalarımız değil, hepimizin hayatı başka şekillerde de yoğun. Hepimiz derken, şimdilerde Kır Çocukların çekirdek ekibi gibi olan 8-10 kişiden bahsediyorum. İsimleri boş verin, karşılaştıkça tanırız birbirimizi… İkinci sebep, geçen bahardan beri ortaya çıkan hızlı değişimler. Kır Çocukları fikrine, üretimlerine, çalışmalarına, enerjisine çok çeşitli şekillerde katkı veren onlarca dostumuz oldu. Bu birliktelikler ve emeklerle köydeki arazimiz epey toparlandı. Çitler yaptık (az bi iş kaldı), mutfak-tuvalet, çardak yaptık, bostanda sebze yaptık, sebzelerden ürünler yaptık, köyde ve arazimizde güzel insanlar ağırladık, atölyeler, geziler yaptık, neler neler. Ama bazı dönemlerde fazla iş yükünün altına girdik, arazimizde fazla kalabalık olduk ve bir sürü aksilik üst üste geldi. Biraz bocaladık, Zaman zaman gerilimler, anlaşmazlıklar da yaşadık, sonra birlikte hallettik ve hallediyoruz. Bütüne bakınca bir ütopya yaşadığımızı görüyorum, şehirlisi, köylüsü, her çeşit insan, kalpten bağlarla birlilkte yaşadık, ürettik, paylaştık.

Bazı yönlerden işler planladığımız gibi gitmedi. Kolektif kullandığımız Kır Çocukları arazisinin hemen yanında biz Temürcü’lerin evimizi yaptığımız daha küçük bir arazimiz var. Oradaki ev çalışmamız istediğimiz kadar hızlı ilerlemedi. Giderleri karşılamaya yetecek kadar üretim ve satış yapamadık. Biz de işi zora koşmak yerine bir süre ara verdik. Bu yaz ufak tefek devam edeceğiz ama asıl 2018 yaz sonuna bitirmeyi umuyoruz. Sonra başka, köydeki kiralık evimizi bırakmadık ama ana ikametimizi Ankara’ya aldık. Biz büyüklerimize, büyüklerimiz bize yakın olmak istedik. Çocuklar da Keçiören’de benim de vaktinde gittiğim ilkokula geçtiler. Bazen köye dönmek istiyorlar ama buraya da hemen uyum sağladılar. Şimdilerde köye iki haftada bir, hafta sonları gidiyoruz dostlarla. Yazın daha sık ve daha uzun ziyaretler olacak gibi. Üreterek ve ürünlerimizi satarak kendimizi ve hayallerimizi desteklemeye de devam ediyoruz. Sipariş sitemizi de yazayım da desteklerimiz, destekçilerimiz çoğalsın 🙂 : http://www.kircocuklari.org/

Küçük ailemizin genel planlarında her şey istendiği gibi gitmese de, genelde güzel şeyler oluyor. Tabi dünyanın ve ülkenin haline bakmadan edemiyoruz. “Güzel şeyler de oluyor” demek lazım. Bir grup arkadaşımızla daha yakın ve sıcak bağlar kuruyoruz, köye birlikte gidip geliyoruz. Son gidişimizde (3-4 Mart) arazimize gıda ormanı için ağaç ve çalılar diktik, eşyükselti noktaları üzerine. Geçen yaz hazırladığımız ayrılmış sebze yatağımıza erken baharda yetişebileceğini umduğumuz sebze tohumları ektik. Su depomuzun taşan suyu için bir de dere yaptık arazinin kenarına, gıda ormanını da desteklesin diye.

Köyümüzde pek çok arkadaşımız ısrarla, inatla doğal üretimi sürdürüyor. Köye baharda ve yazın çok sayıda gezi de yapılacak gibi. Umuyoruz ki bu faaliyetler köyün doğasını ve insanlarını biraz daha destekler. Bizim için DBB gibi grupların içinde yer almak, katkı verebilmek ve destek görebilmek çok güzel. Türkiye’nin dört bir yanında, kırsalda, doğayla uyumlu bir hayat sürmek için çabalayan, öğrenen, bir araya gelen tatlı insanların sayısı giderek artıyor. Pek çoğuyla her daim dayanışma içindeyiz, mümkün olduğunca bilgilerimizi, tohumlarımızı, ürünlerimizi ve muhabbetlerimizi karşılıklı paylaşıyoruz.

İniyoruz, çıkıyoruz, değişiyoruz, dönüşüyoruz. Tıpkı doğa gibi. Bakın aylar süren kara kışın altında sabırla beklemiş olan hayat nasıl baş göstermeye başlamış arazimizde, Mart’ın 5’i. Sevgili Pınar’ın çektiği fotoğraflarla: