GDO’ya hayır. Peki mutant bitkiler istiyor muyuz?: Mutasyon ıslahı hakkında

“Mutasyon ıslahı”nın ne olduğunu biliyor musunuz?
 
Özetle: Geliştirilmek istenen bir kültür bitkisinin yüzlerce veya binlerce tohumunun üzerine radyoaktif ışınlar gönderilir. Bu tohumların bir kısmının genlerinde değişiklikler (mutasyonlar) ortaya çıkar. Mutasyona uğramış tohumlar ekilir. Bazısı hiç filizlenmez. Bazısı istenmeyen pek çok özellik veya gariplik içerdiği için göz ardı edilir.  Islahçı eğer şanslı ise bazı bitkilerde de “istenen özellikler” – şekil, renk, dayanıklılık, verim vs. – görülür. Bu süreç gerektiği kadar tekrar edilir veya çapraz dölleme gibi yöntemlerle birleştirilir.
 
Mutasyon ıslahı yasal ve bilimsel olarak olarak  GDO sayılmıyor. Uzun yıllardır dünyada ve Türkiye’de yaygın olarak uygulanıyor.
 
Yapılan iş, doğada kendiliğinden ortaya çıkan mutasyon ve doğal seçilim süreçlerinin, yoğun insan müdahalesiyle hızlandırılmış hali olarak görülebilir. Acaba bu durumda “sorun yok” deyip geçebilir miyiz? Yoksa “transgenetik müdahale”den (gen aktarımı; resmi GDO) daha tehlikeli olabilecek bir yöntem mi söz konusudur? Transgenetik müdahalede belirli bir türe/çeşide ait bir gen, geliştirilmek istenen bitkiye aktarılır. Son derece haklı gerekçelere dayalı kaygılar ve itirazlar olmakla birlikte, lokal bir müdahale söz konusudur. Mutasyon ıslahında ise gen diziliminde ortaya çıkan değişimler/bozulmalar çok daha büyük çaplı olabilir ve tamamen rastlantısaldır.
 
Gen aktarımı ile mutasyon ıslahı arasındaki farkı anlatmak için şöyle bir farazi karşılaştırma yapılabilir: Birinci yöntemde, bir koyuna tavuk ibiği geni aktarıldığını ve başarılı olduğunu varsayalım: Ortaya ibikli bir koyun çıkacaktır. Ürkütücü, değil mi? Bir de mutasyon ıslahında ortaya çıkabilecek yaratıkların görünümünü tahayyül edin; bilim kurgu filmlerindekileri aratmayacak kadar garip görünüşlere sahip binlerce mutant yaratık. Bazılarının belki görünüşleri normal hatta güzel olacaktır. Peki ya metabolik süreçlerinde, ürettikleri proteinlerde, besleyicilik değerlerinde veya toksik etkilerinde ortaya çıkabilecek değişimleri nasıl öngörebileceğiz? Büyük tohum şirketlerinin bu kaygılara bilimsel veya sağduyulu şekilde yaklaşmalarını bekleyebilir miyiz?
 
Doğal evrim sürecinin veya geleneksel ıslahın da benzer süreçler içerdiğini (rastgele mutasyon + doğal veya yapay seçilim) söyleyecek olabilirsiniz. Ancak bu durumlarla mutasyon ıslahı arasında çok önemli farklar var. Öncelikle, doğada kendiliğinden ortaya çıkan mutasyonların tümüyle rastlantısal mı olduğu yoksa belirli içsel veya çevresel süreçlerden/kısıtlamalardan etkilenip etkilenmediği henüz açıklığa kavuşmuş değil. Seçilim süzgecinde de önemli farklar var: Birinci durumda binlerce yıllık doğaya uyum (veya yüzlerce yıllık insan tüketimine uygunluk) süzgeci söz konusuyken, mutasyon ıslahının seçilim sürecinde söz konusu olan, sadece daha fazla kazanç arzusu.
 
 
Mutasyon ıslahı çok yaygın. Mavi küfe dayanıklı tütün, erüsik asiti olmayan kolza (kanola), her tür tahıl, başta nohut ve mercimek olmak üzere bakliyatlar gibi pek çok çeşidin üretilmiş olduğunu biliyoruz. Ülkemizde bu araştırma-geliştirme faaliyetlerini yürüten kurumların başında TAEK (Türkiye Atom Enerjisi Kurumu) var: http://www.taek.gov.tr/egitim-arastirma/arastirma-gelistirme-faaliyetleri/997-arge-sanaem.html adresinde faaliyetlerden biri olarak “Kültür bitkilerinde mutasyon ıslahı” girdisini görürsünüz. Nohut başta olmak üzere pek çok tarım bitkisi üzerine yapılmış araştırmalar ve tescil edilmiş, yıllardır ekimi yapılan çeşitler var. Konuyla ilgili iki belgeyi şu bağlantılardan indirip inceleyebilirsiniz:
 
 
 
Bu konuda daha fazla araştırmaya ve toplumsal farkındalık için daha duyarlı çabalara ihtiyaç var.
 
Son söz olarak, gen transferini (bilindik GDO yöntemini) savunan bir blogdaki bir yazıdan (http://bionuclearbunny.blogspot.com.tr/2008/01/organic-mutated-wheat.html) bir çeviri yapalım:
 

Mutasyon ıslahında, korumak isteyeceğiniz genetik değişiklik dışında bir sürü kötü mutasyon da ortaya çıkar. İstenen özelliği korurken bu kötü özellikleri mümkün olduğunca  elimine etmek için pek çok çapraz dölleme gerekir ve bu da çok zaman alır.

[…]

Organik oligarşisinin GDO’ları kabul etmezken, bunlara göre çok daha Frankenstein gıdalar olan mutasyon ıslahı ürünlerini kabul edilebilir bulmasını anlamak zordur. Belki bir gün bunu bize anlatmanın bir yolunu bulurlar.