Aspir yağı – Sık sorulan sorular

Soğuk pres aspir yağı zeytinyağının alternatifi midir?

Hayır, değildir. Besleyicilik, kullanım ve lezzet açısından zeytinyağından çok farklıdır ve birbirlerini tamamlarlar:

  • Aspir yağının tadı zeytinyağına benzemez; daha çok çiğ ayçiçeği çekirdeğini anımsatan, özel bir lezzet sunar.
  • Zeytinyağı yüksek oranda Omega-9 (oleik asit) kaynağıdır. Oysa size sunduğumuz linoleik tipteki aspir yağı büyük ölçüde Omega-6 (%74) ve bir miktar Omega-9 yağ asidi (%14) içerir.

Aspir yağı zeytinyağından farklı bir kategoride olsa da, doğallığı, doymamış yağ asitlerinin yüksek oluşu, sağlık yararları ve özel lezzeti yönünden, ancak doğal veya organik tarım ürünü soğuk sıkım saf zeytinyağlarıyla karşılaştırılabilir.

Sağlıklı ve dengeli bir yağ asitleri alımı için aşağıdaki basit şema önerilebilir:

  • Omega-3 kaynağı olarak: Serbest yayılan, doğal beslenen hayvanlardan gelen tereyağı (sıcak ve soğuk kullanım) ve iç yağı (sıcak kullanım). Bulabilirseniz soğuk pres keten yağı (yalnızca soğuk kullanım).
  • Omega-6 kaynağı olarak: Soğuk pres linoleik aspir yağı (soğuk kullanım ve hafif pişirmeler için).
  • Omega 9 kaynağı olarak: Soğuk kullanım için doğal, soğuk pres zeytinyağı (bir ölçüde de aspir yağı), sıcak kullanım için yalnızca zeyinyağı.

Omega-6’dan uzak durmak gerekmiyor mu?

Günümüzde pek çok bilim insanı, Omega-6 / Omega-3 tüketim dengesinin eski çağlara göre Omega-6 lehine bozulmuş olması ve erişebildiğimiz Omega-6 kaynaklarının çoğunlukla trans yağlarla yüklü olması sebebiyle, Omega-3 kaynaklarına ağırlık vermemizi öğütlemektedirler. Biz de bu görüşe katılıyoruz ve Omega-3 alımının (örn. soğuk deniz balıkları, yeşil bitkilerle doğal beslenmiş olan hayvanların eti, sütü, tereyağı, yumurtası, semizotu, keten tohumu, güvenilir Omega-3 takviyeleri) olabildiğince artırılmasından yanayız.

Ancak bizlere Omaga-3 alımını artırmayı tavsiye eden bilim insanları, sağlıklı Omega-6 kaynaklarından uzak durmamızı söylemiyorlar. Aksine, Omega-6’nin da tıpkı Omega-3 gibi (ve Omega-9’dan farklı olarak) hücre duvarlarının yapısında ve işleyişinde önemli rol oynadığı, üstelik esansiyel bir yağ asidi olduğu, yani vücut tarafından üretilmeyip dışarıdan alınmasının zorunlu olduğu biliniyor. Sağlıklı (trans hale geçmemiş, doğal forumu koruyan) Omega-6 yağ asidinin hücre zarlarındaki yaşamsal işlevi (örn. gamma-lineloik asit ve anti-enflamatuar Prostaglandin PGE1 hormonunun üretimi), Prof. Canan Karatay’ın Karatay Diyeti kitabında (üçüncü bölüm) ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Genel olarak, doğal yapısını koruyan bütün yağların sağlıklı olduğu, vücutta depolanan yağların yıkımına katkı sağladığı ve organizmanın sağlığına bütün olarak olumlu katkı yaptığı ortaya çıkmıştır.

Zararlı olan yağlar ise, çeşitli kimsayal ve ısıl işlemlerle, rafinasyon işlemleri ve  çeşitli katkılarla doğla yapısı ve elementleri bozulmuş olan yağlardır. Ne yazık ki, endüstriyel gıda sektörününü bize sunduğu bitkisel ve hayvansal yağların büyük çoğunluğu bu haldedir. Bitkisel yağlarda tohumlardan maksimum yağ elde edilmesi, istenmeyen duyusal nitliklerin ortadan kaldırılması, maliyetlerin düşürülmesi ve raf ömrünün artırılması için, yağın çıkarılması sırasında yüksek ısı ve/veya yüksek basınç uygulanır, sonrasında rafinasyon işlemleri uygulanır ve çoğunlukla pek çok katkı maddesi eklenir. Bu sebeple, marketlerde düşük fiyata bulabildiğimiz pek çok sıvı yağda (örn. ayçiçek yağı, mısır özü yağı, kanola yağı ) Omega-6 asitleri büyük oranda doğal yapılarını kaybederek trans forma geçmişlerdir. Ayrıca diğer doğal bileşenlerin bozulmaya uğrayıp serbest oksijen radikallerinin açığa çıkmış olması da olasıdır. Uzak durulması gereken Omega-6 kaynakları bunlardır.

Başka sağlıklı Omega-6 kaynakları yok mu?

Var, ama aspir yağı kadar uygun üretim ve kullanım imkanları sunmuyorlar. Örneğin ayçiçek ve mısır özü yağları da yüksek oranda Omega-6 kaynakları olmakla birlikte, bunların soğuk sıkımla elde edilmiş yağları, kokularının ağır ve itici olmasından dolayı, doğrudan sofralık kullanım için uygun değiller. Üstelik  aspir yağı kadar uzun bir raf ömrü de sağlamazlar. Salt mekanik presleme yoluyla elde edilen aspir yağı ise oldukça lezzetlidir, hatta bir gurme ürünüdür.

Aspir yağı bu kadar değerli ise neden kullanımı yaygın değil?

Bu sorunun cevabının endüstriyel gıda sektörününü dinamiklerinde, uluslararası ve ulusal tarım politikalarında aramak gerekir. Doğal beslenen hayvanların sütü, tereyağı, yumurtası, doğal tarım ürünleri, gerçek gıdaların sunumu ve tüketimi neden yaygın değilse, aynı etkenlerin doğal aspir yağının yaygınlaşmamasında etkili olduğu düşünülebilir. Oysa yerli bir bitki olan aspirin yetiştirilme koşulları, ülkemizin ciddi boyutlardaki yağ açığı için önemli avantajlar sunmaktadır: Aspir kıraç toprakta, susuz tarımla, ilaçsız ve gübresiz olarak yetiştirilebilir.

Önerilen soğuk kullanım için tavsiyeleriniz nelerdir?

Her türlü salatada (yeşil salatalar, buğday salataları, tavuk-mantar-zeytin-deniz ürünleri vs. çeşnili salatalarda doğrudan veya sos katkısı olarak). Kahvaltıda peynir, zeytin veya rafadan yumurtanın üzerinde, sade veya baharatlı olarak. Kahvaltıda doğrudan kullanım için (istenirse baharatlarla, özellikle kimyonla veya zahter benzeri karışımlarla, ekmekle birlikte). Soğuk mezelerde (humus, fava, piyaz, tarama, tarator, haydari, kısır, …), soğuk çorbalarda (cacık, buğday aşı…), kokteyl dip soslarda… Her tür tencere ve fırın yemeğine pişirme sonrası karıştırılarak. Yaratıcılığınızla daha pek çok kullanım keşfedebilirsiniz…

Aspir yağını sıcak yemeklerde kullanamaz mıyım?

Genel olarak, Omega-3 ve Omega-6 yağ asitleri genel olarak ısıl işlemlere duyarlı yağ asitleridir ve belirli bir süre sıcaklığa maruz kaldıklarında trans forma geçmeleri olasıdır. Aspir yağının farklı bitki çeşitlerinden üretilen iki tipi vardır: Oleik (Omega-9) tip ve linoleik (Omega-6) tip. Oleik tipteki aspir yağının sıcak pişirmeler ve kızartmalar için en uygun sıvı yağ olduğu kabul edilmektedir.

Bizim üretip size sunduğumuz aspir yağı ise önemli oranda (%14 civarı) Omage-9 içermesine karşın, temelde  linoleik (%74 civarı Omega-6) tiptedir ve sağlığa en fazla katkı  sağlaması için soğuk tüketimi önerilir. Ancak linoleik aspir yağının da, bir Omega-6 yağınan beklenmeyecek derecede ısıya dayanıklı ve pişirmeler için uygun olduğu araştırmalarda ortaya çıkmıştır. Yanma (dumanlaşma) derecesi diğer sıvı yağlara göre çok yüksek olduğu için kızartmalarda bile kullanılabilir.  Ancak besin değerlerini koruması için kısa süreli hafif pişirmeler (örn. yağda yumurta, makarna sosu, kısa süreli kavurmalar vs.) daha uygundur. Sıcak yemeklere yemek piştikten sonra son aşamada da eklenebilir.

Aspir yağının kozmetik amaçlı kullanımları da var mı?

Yapacağınız küçük bir araştırma, saf aspir yağının kozmetik sunumu ve kullanımı hakkında epeyce bilgi verecektir. İnce bir yağ olduğu için cilt tarafından kolayca emilir. İçeriğindeki çeşitli yağ asitleri ve vitaminler, özelikle de yüksek orandaki E vitamininden dolayı besleyici ve canlandırıcı etkisi vardır. Cilde doğrudan tatbik edilebildiği gibi, yüksek nitelikli doğal kozmetik ürünlerin terkibine de girer. Doğrudan kafa derisine uygulandığında saçları güçlendirdiği ve canlandırdığı da ifade edilmektedir. Bazı kaynaklarda masaj yağı olarak kullanımının bölgesel yağ birikimlerinin erimesine yardımcı olduğu yazılmaktadır (biz bu etkinin doğrulanmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz). Bütün bu özellikleri nedeniyle, ülkemizde aspir yağı genellikle kozmetik kullanım amaçlı olarak, küçük ambalajlarda ve oldukça yüksek fiyatlara satılmaktadır. Size sunduğumuz soğuk pres aspir yağını aynı amaçlar için kullanabilirsiniz.

Aspir yağı gerçekten de zayıflatır mı?

Araştırmalar ve deneyimler bunu doğruluyor. Aslında doğal yapısını koruyan bütün yağların, ölçülü kullanımlarında şişmanlatmadığı, aksine vücutta birikmiş olan yağlarım yıkım mekanizmasında rol oynadığı ortaya çıkmış bulunuyor. Aspir yağı, bu niteliğin en fazla öne çıktığı yağ olarak biliniyor. Zayıflamaya olan etkisi, vücuttaki yağların yıkımında ve kas dokusuna dönüşümünde rol oynayan CLA (Conjugated Linoleik Acid) bileşenin yüksek oranda mevcut olmasıyla açıklanıyor.

Aşırı kilolu, tip-2 diyabetli menapoz sonrası kadın denekler üzerinde yapılan bir çalışma (Norris et al., 2009, American Journal of Clinical Nutrition), günde 1 2/3 tatlı kaşığı alınan linoleik tipteki aspir yağı alımının, 16 hafta içinde göbek bölgesindeki yağlarda 1 ila 2 kiloluk bir azalma sağladığını tespit etti.

Aspir yağının başka belgelenmiş sağlık yararları var mı?

Yukarıda sözü edilen çalışma (Norris et al., 2009, American Journal of Clinical Nutrition), linoleik aspir yağının, kilo vermeye yardımcı olmak dışında kalp-damar sağlığını geliştirdiğini, kas dokularını artırdığını, iyi kolestrolü (HDL) yükselttiğini, kan şekerini düzenlediğini, enflamasyonları azalttığını, solunum zorluklarını hafiflettiğini, kan dolaşımına yardımcı olduğunu ve bağışıklık sistemini güçlendirdiğini de ortaya çıkardı.