Tahtacıörencik’te Yağmur Hendekleri Çalışması – I

Tahtacıörencik’in Kır Çocukları (Ceyhan, Nihal, Aral ve Ilgaz) ile Özgen ve Celil, köydeki dostlarının lojistik ve moral desteğini arkalarına alarak, iki dönümlük bir arazide bir ‘yağmur hendekleri’ çalışması yapmayı kafaya koydular ve işe başladılar.

Permakültürde bir ekolojik su yönetimi yöntemi olan yağmur hendekleri (İng. ‘swale’), araziye düşen ve yukarıdan giren yağmur sularının arazide tutularak toprağın içinde  depolanmasını amaçlayan bir yöntem. Yağmurlar sırasında eşyükseltili hendeklere dolan su toprak tarafından yavaş yavaş emilir ve bu sayede toprağın çok daha uzun süre nemli kalması sağlanır. Köylerimizde geleneksel olarak kullanılan salma sulama yönteminin, daha büyük çaplı olup yağmur sularına uyarlanmış hali gibidir. Gıda ormanları dahil olmak üzere ağaçlandırma alanları ve meyvelikler için önerilen bir yöntemdir. Yağmur hendekleriyle ilgili bilgi için:

Marmariç’te yağmur hendeği ve gölet

Bostancık yağmur hendeği yazıları

Bizim de arazimizdeki nihai amacımız, özellikle yerel ağaç ve çalı türlerini içeren bir gıda ormanı oluşturmak.

17-18 Kasım 2012’de arazide kepçe çalışmasını yaptık. Hendekler için öncesinde bazı hazırlıklar yapmıştık. Hendekerin ve hemen önlerinde yer alacak tümseklerin arazideki eşyükselti çizgilerini izlemesi önemliydi. Yoksa, nasıl ki eğik duran bir tasta su bir taraftan dökülürse, yağmur suyu da hendeklerin bir tarafında birikir ve hatta oradan kaçıp giderdi. Eşyükselti çizgilerini (daha doğrusu eğrilerini) belirlemek için daha önce, Kurban Bayramı tatili sırasında bir  ön çalışma yapmıştık. Bir su terazisi (‘Bunyip water level’) yaptık. A-terazisi de olurdu, fakat su terazisiyle daha hassas ve daha hızlı çalışabilecektik.

Bayram tatilinde, yaklaşık 75×25 metrelik dikdörtgen şeklindeki arazide, yukarıdan aşağıya 10 tane yağmur hendeği için eşyükselti eğrilerinin yerlerini belirledik. Hendek aralarını 4 ila 5 metre tuttuk, ortada bir yerde ise 6-7 metrelik daha geniş bir boşluk planladık. Kepçe çalışmasına hazırlık olarak, belirlediğimiz noktaları toz kireçle işaretledik, birer sopa diktik ve çevresini taşla çevirdik. Bu işaretleri, hendeklerin üst (yukarı kottaki) sınırını oluşturacak şekilde düşündük.

Bayramda kepçe çalışmasını yapıp bitirmek için de çok istekliydik, fakat epey yağış vardı ve toprak çalışmak için uygun değildi: Tarımsal bir arazide herhangi bir çalışma yapılacakken, hele de ağır makineler söz konusuysa, toprağın yaş olmamasına, en azından ‘tavda’ veya kuru olmasına dikkat etmek gerekir. Yoksa çıkan toprak tabakaları sıkışır (‘kesek’ haline gelir) ve sonra kolay kolay da gevşemez. Biz ideal koşullları yakalayamasak da (1 haftadır yağmur yoktu, ama toprak hala biraz nemliydi), bahara kadar bir daha fırsat bulamayız diyip, işe giriştik. Ben Ankara’dan, Özgen de İstanbul’dan çıkıp köye geldik.

Cumartesi günü Uruş’ta kepçeci Eyüp Bey ile buluşup araziye geldik. Önce arazinin alt kısmında ve üst kısmında birer tetkik kazısı yaptık. Toprak yapısını görmek istedik. Üst kısımlarda tarımsal toprak çok sığ idi; 20 cm’den sonra çok sert kis (kil) tabakası çıkıyordu. Aşağı kısımlarda ise yüzey toprağı ve altındaki siyah yumuşak toprak 2 metre kadar derine gidiyordu.

Birkaç farklı yöntem denedikten sonra, hendek-tümsek çalışmasını dar kepçe ile yapmaya karar verdik. Eğrilerin kavis yaptığı yerlerde biraz zorlandık, ama sonuçta 2 sırayı güzelce hallettik. Hendekleri açarken yüzey toprağının bir kenera ayrılmasına ve çıkan toprakların kepçe tarafından ezilmemesine özellikle özen gösterdik. Kepçe önce 30-40 cm’lik yüzey toprağını alıp aşağıya doğru, biraz açığa aktardı, sonraki 60-70 cm’yi ise hemen hendeğin alt kısmına, tümsek olacak yere yığdı. Bu sayede bu değerli toprağın -en azından kısmen- tümseğin altında kalmasını önlemiş olduk. Bunları daha sonra tümseğin üzerine ve alt kısmına serebilecektik. Aşağıdaki fotoğrafta açık renkli toprağın aşağısında (sağında), koyu renkte görünen toprak işte bu yüzey toprağı:

Yüzey toprağına bu kadar önem vermemizin nedeni, organik maddelerce (bitki kökleri, artıkları, humus, böcekler, bakteriler…) zengin olması ve bu zenginliğin yüzlerce, hatta binlerce yıl içinde oluşmuş olması. Aşağıdaki resimde yüzey toprağının (üstteki 20-30 cm) daha alttaki katmanlardan farkını görüyorsunuz:

Ağır yağmurlarda hendekler dolup da taşmasın, tümseklerdeki toprağı yırtıp götürmesin diye, hendekleri birbirinine savaklarla bağladık. Bunlar, su seviyesinin fazla yükselmesi durumunda suyu alttaki hendeğe aktaracak olan küçük tahliye kanalları. Hendeklerimiz yaklaşık 80-90 cm derinlikteyse, savakların derinliği yaklaşık 30-35 cm civarında oldu.

       

Daha 2-3 saat çalışmıştık ki, Eyüp Bey’in kepçesinin yağ borularından biri patladı. Beypazarı’na yeni boru almaya gidince yaklaşık 3 saat kaybettik. Pazar günü erkenden buluşup çalışmaya devam ettik. Yağmur hendekleri çalışmasının dışında, arazinin bi kenarına çit yapabilmek için koca taşları kenara ittirdik. Hendeklerin tamamlanıp tohum ekimi/fide dikimi yapıldıktan sonra araziyi özellikle otlayan hayvanlardan korumak çok önemli.

Hendeklerimiz her yerde çok düzgün olmadı. Bazı yerlerde oldukça derin (1 metreden fazla) bazı yerlerde daha sığ oldu. Üst kotlarda daha sık ve geniş, aşağıda daha seyrek ve dar oldular. Aşağı kısımlarda önceden planladığımız 3 hendeği yapmamaya karar verdik. Sonuçta yaklaşık 20’şer metre uzunluğunda toplam 7 hendeğimiz oldu. Daha önceden hassasiyetle belirlediğimiz eşyükselti eğrilerini izlemeye çalışsak da, kepçenin manevrada zorlanmasından ve genişliği sabit tutamamasından dolayı o hassasiyeti kaybettik. Arazinin bazı kısımlarında, toprak yüzeyinde ve altında çok sayıda büyük taş vardı. Bunlar hem çalışmayı zorlaştırdı hem de kimi yerde hendeklerin planlanan yapısını bozdu. Hendeklerin dibi de her yerde aynı seviyede olamadı. Elimizden geldiğince tesviye çalışması yapacak olsak da, derinliği fazla tuttuğumuz için küçük farkların fazla sorun olmayacağını düşünüyoruz.

     

Hendeklerden birinde el ile (kürek, bel, kazma) biraz ince çalışma yaptık. hendeğin kenerlarına hafif şev (eğim) verdik, tümseği düzelttik, yüzey toprağını yaydık. Aşağıdaki gibi bir şey oldu. İlk fotoğrafta sağ tarafa doğru eğim azalıyor. İkinci fotoğraf ise ters açıdan, kadraj yanıltıcı olsa da eğim sağa doğru yükseliyor:

Şimdi diğer hendekler için de aynı çalışmaya ihtiyaç var. Mümkün olursa hendeğin alt kenarındaki eğimi daha da artırmak, bunun için de tümseğin başlangıcını biraz daha aşağı çekmek iyi olacak. Hendeklerde ve savaklarda yeniden eşyükselti ölçümleri yapıp el ile ince ayarlamalar yapacağız. Hendeklerdeki bariz derinlik farklarını da tesviye edeceğiz. İnce çalışmalar biter bitmez olası bir erozyonu önlemek ve organik faaliyeti başlatmak için arpa, burçak ve mürdümük başta olmak üzere ekimler yapacağız. Hemen arkasından, çit çalışması ile ağaç tohumlarının ekilip fidelerin dikilmesi gelecek.

Yağmurlar gelmeden önce çalışmayı tamamlamamızda büyük yarar var! Bu çalışmaya dahil olmak, katkı vermek isteyen arkadaşlarımızı önümüzdeki Cumartesi veya Pazar günü (24-25 Kasım) arazide çalışmaya davet edeceğiz.

Yorum bırakın